­

Felsefe Notlarıi

19:00


Akımlar/2

Düalizm (ikicilik): 
Materyalizmle idealizm arasında bir uzlaşma çabasıdır. Descartes’a göre varlık madde ve ruh olmak üzere iki cevherden oluşur. Ruhun işlevi düşünmek maddenin işlevi uzayda yer kaplamaktır. Evrendeki nesne dünyasındaki varlıklar salt madde Tanrı ise salt ruhtur. İnsanda madde ve ruh bir aradadır.

Hedonizm (Hazcılık):
İnsanın haz duyduğu şeylerle mutlu olabileceğini savunur. Haz duyulan şeyler öznel olduğundan evrensel bir ahlak yasasından söz edilemez. Bu görüş ilkçağ düşünürlerinden Aristippos’a göre “iyi” nin ve “kötü” nün ölçütü hazdır. Haz veren şeyler “iyi” acı veren şeyler ise “kötü” dür. Epiküros’a göre ise insan acıdan kaçarak ve hazza yönelerek mutlu olur.

Egoizm (Bencillik):
İnsan eylemlerinin kökeninde “ben sevgisi” vardır. Ahlak ise insanın kendini koruma güdüsünün dışa vurulmasından başka bir şey değildir. Bu görüşü savunan T. Hobbes’a göre insanda hayvanlarda olduğu gibi “kendini sevme” ve ”kendini koruma” içgüdüleri vardır. Dolayısı ile insan doğası gereği “bencil” dir. Bencil olan insan her şeyden önce kendi “çıkar” ını düşüneceğinden evrensel bir ahlak yasası yoktur.

Anarşizm (Baş tanımazcılık):
Toplumsal yaşamı düzenleyen tüm kurum ve kuralları reddeden anarşizm doğal olarak ahlak kurallarının egemenliğini de reddeder. Bireysel iradenin her şeyin üstünde olduğunu savunulur.
Temsilcileri: Proudhon Bakunin Kropotkin ve Stirner

Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk):
İnsanın yaşamını kendisinin kurması açısından özgür olduğunu savunur. Kierkegaard Heiddegger Jaspers ve Sartre’a göre insan kendi varoluşunu kendisi yaratır. Bir bıçak önce zihinde tasarlanır sonra yapılır. Bıçak için özgür seçim yoktur. Sadece insan değerlerini kendisi yaratır ve özgür iradesi ile yolunu seçer. O halde insanın “varlık” ı “öz” ünden önce gelir. İnsan ahlaki olarak “varlık” ı “öz” ünden önce gelir. İnsan ahlaki olarak “iyi” ve “kötü” nün ölçütünü topluma göre değil kendi öz iradesi ile belirlemelidir. Bu nedenle evrensel bir ahlak yasasından söz edilemez. 


Monotezim (Tektanrıcılık):
Bir yaratıcı olduğunu kabul eden inanış sistemidir müslümanlık hristiyanlık yahudilik gibi. 


Teizm (Tanrıcılık):
Evreni ve insanı yaratan öncesiz ve sonsuz bir Tanrı’nın varlığını kabul edip Tanrı’nın aynı zamanda dünya ile sürekli ilişki içinde olduğunu kabul eden görüş Teizm’dir. Teizme göre Tanrı dünya ile ilişkisini dinler aracılığı ile kurar. Bu görüşte olanlar Tanrı’nın varlığını açıklamak üzere şu kanıtları ileri sürerler

Deizm (Yaratanclık):
Deizm Tanrı’nın evreni kendi yasalarına göre işleyen bir düzen olarak yarattığını savunur. Ancak yaratan ve düzeni kuran Tanrı’nın evreni kendi başına bıraktığını kabul eder. Bu yüzden deizm dinsel dogma ve ilkelerin varlığını kabul etmez. Deizm’e göre Tanrı’nın vahiy mucize gibi kanıtlara gereksinimi yoktur.

Panteizm (Tüm tanrıcılık) :
Panteizm Tanrı ve evreni bir gören özdeş gören anlayıştır. Bu görüş Tanrı’yı doğanın dışında düşünmez.

Politeizm (Çoktanrıcılık):
Tanrının birden fazla olduğunu savunan inanış eski yunan inanışında olduğu gibi.

Ateizmdir (Tanrı tanımazlık):
Ateizm tanrı’nın varlığını reddederek evreni evrene dayanarak açıklamaya çalışır. Bu nedenle ateizmi savunan düşünürler genelde materyalisttir. Ateizm tanrı’nın varlığını şu nedenlerle reddeder

Agnostisizm (Bilinemezcilik):
Tanrı’nın var olup – olmadığının bilinemeyeceğini savunan görüştür. Örneğin sofist düşünürlerden Protagoras “Tanrılar üzerine bilgi edinmekte çaresizim; ne var oldukları ne de olmadıkları ne de ne şekilde oldukları üzerine …” Agnostisizm adını ilk kullanan Thomas Huxley’e göre duyularımızla kavrayamadığımız şeyler konusunda kesin bir şey söyleyemeyiz. Tanrı da duyularla kavranamadığı için var olup-olmadığını söylenemez.

Stoacılık (Kadercilik):
Dünya bir amaca göre düzenlenmiş sistemdir. Varlıklarda bu sistemde ahenkli bir bütündür. Bu bütünün bir parçası olan insan bütünün amacına uygun davranmalıdır. İnsanın amacı olan mutluluk Mutluluk erdemdir. Erdem doğaya uygun yaşamaktır. Hepsi insan iradesinin Tanrı iradesine uygun düşmesinden ileri gelir. İnsan kendini dünyanın gidişinden kendini ayıramayacağına göre yapılacak iş dünyanın gidişini olduğu gibi benimsemektir. Bu nedenle insan gereksiz sıkıntı ve tasalardan uzaklaşmalıdır.
Temsilcileri: Epiktetos ve Kıbrıslı Zenon


Skolastisizm (Kilise okulları felsefesi):
Patristik felsefenin sistematik halidir. Skolastik felsefede Aristotales felsefesinin ağırlığı vardır. Skolastik felsefe okul felsefesidir. Din adamı yetiştiren manastır ve katedraller de geliştiği için schola felsefesi ortaya çıkmıştır. Bu dönem felsefeyi dinin doğrularına uygulayıp inanç konularını kavranılır kılmayı amaçlar. Skolastik kiliseye bağlılık ve her türlü eleştiriye kapalılıktır. (dogmatizm)
Temsilcileri: Aquinalı Thomas Anselmus Ockhamlı William

Materyalizm (Maddecilik):
Varlığın insan zihninden bağımsız olarak var olduğunu kabul ederler ve maddi cinsten bir şeyt olduğunu savunurlar. Materyalizm çatısı altında toplanırlar. Materyalizme göre gerçekten var olan “madde”dir. Demokritos Hobbes Lametrie Marx

İdealizm (Fikircilik):
Varlığın ilk ve en önemli ögesinin idea olduğunu öne felsefi öğretiye idealizm denir. Varlığı idea kabul eden filozoflardan Platon Aristoteles Farabi ve Hegel'dir.

Romantizm (duygusalcılık):
Kant’ın insan zihni ve ruhunda kabul ettiği her şeyin dış dünyada da var olduğunu kabul edenlere denir. A.de Musset

Relativizm (Görecelilik):
Her şeyin kişiden kişiye değiştiğini mutlak ve değişmezin olamayacağını savunan görüş.

Metafizik (Fizikötesi):
Duyusal olanın üstünde olanı araştıran ve ruh cin peri vs varlıklarla uğraşan daldır. 

Bİze de Bak

0 yorum

HocamSorumVar

Ad

E-posta *

Mesaj *